Son günlerde, ABD finansal düzenleyici üst düzey yöneticileri ile idari otoriteler arasındaki güç mücadelesi geniş bir dikkat çekti. Fed Müdürü Cook, Başkan tarafından verilen istifa emrini açıkça reddetti ve bu da bir dizi hukuki ve anayasal tartışmaya yol açtı.

Başkan, Federal Rezerv Yasası ve Anayasa'nın 2. Maddesi'ni gerekçe göstererek Cook'u "derhal görevden alma" kararı aldı. Ancak Cook, makul bir sebep olmadan Başkanın kendisini görevden alma yetkisi olmadığını savunmaya devam etti ve istifa etmeyeceğini açıkça belirtti. Cook'un hukuki temsilcisi Abe Lowell, bu karara karşı yargı süreci başlatacaklarını ifade etti.

Bu ani olay, finans piyasalarında dalgalanmalara yol açtı. Devlet tahvili getirilerinde bir artış eğilimi gözlemlenirken, altın fiyatları yükseldi ve dolar kuru ise düşüş eğilimi gösterdi; bu durum, yatırımcıların ABD finans politikalarının istikrarı konusundaki endişelerini yansıtıyor.

Dikkat edilmesi gereken bir husus, eğer Cook sonunda işten ayrılırsa, başkan tarafından atanmış üyelerin ABD Merkez Bankası'nın yedi kişilik yönetim kurulunda beş koltuk kaplayacağı ve bu oranın yaklaşık %71 olacağıdır. Bu durum, yürütmenin ABD para politikası üzerindeki etkisini önemli ölçüde artırabilir. Şu anda, Merkez Bankası yönetim kurulu başkanlığı görevini Powell sürdürmektedir.

Bu anlaşmazlık yalnızca bireylerin kalıp kalmaması ile ilgili değil, aynı zamanda ABD finansal sisteminin bağımsızlığı ve güçler ayrılığı mekanizması ile de ilgilidir. Bu, merkez bankası bağımsızlığı, yürütme gücünün sınırları ve ABD makroekonomik politikalarının yönü hakkında derin düşüncelere yol açtı. Olayların gelişmesiyle birlikte, herkes bu olayın ABD ve hatta küresel finansal piyasalar üzerindeki derin etkisini yakından takip edecektir.